Baharın gelişi ve yazın kapıya dayanmasıyla yine pek çok kişi için alarm zilleri çalıyor. Bütün kış dikkat edilmeyen kilolar göze batmaya başladı. Yazlık kıyafetler içinde formda görünme, ince bir bele sahip olma arzusu, fazla vakit kalmamasından dolayı kaygı ve paniği de beraberinde getiriyor. Bu kaygı ve panik içerisinde “en kısa”, “hızlı” hatta “şok” bir biçimde zayıflatacak yöntemlerin arayışına giriliyor. Protein ağırlıklı, düşük yağ içerikli, ödem attırıcı, tek besine dayalı ve çok düşük kalorili “şok diyetler” hızlı bir şekilde kilo vermeyi vaad edip, aynada hoş görünmenizi sağlasa da sağlığınızda ani kalp krizinden depresyona ve saç dökülmesine dek ciddi sorunlara yol açabiliyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Seven, şok diyetlerdeki 7 tehlikeyi anlattı.
1. ANİ KALP KRİZİ
Özellikle içeriği bilinmeyen birtakım bitkisel zayıflama çayları, besin destekleri, çok düşük kalorili dengesiz diyetler vücuttaki su ve kas kütlesinde hızlı kayıplara neden olarak tartıda sizi mutlu etse bile gerçekte kilo kaybı olarak değerlendirilmiyor. Kas kütlesinden en çabuk etkilenen organımız kalbimiz. Hızlı kilo verme sonucu kalp ritminde bozulmalar, ani kalp krizleri ve ölüme neden olabiliyor. Kilo verirken asıl olan vücut yağ dokusundan kaybın olması. Vücutta yağ dokusu kaslara göre daha fazla hacimde yer kaplıyor. Bu nedenle rakamlara değil, yağ kayıplarına odaklanmak gerekiyor.
2. TANSİYON DÜŞMESİ
Vücut sıvılarımızda bulunan sodyum, potasyum, klor gibi mineraller kan basıncının ayarlanmasından sorumlu. Vücut su miktarındaki ani değişim halsizlik, baş dönmesi, konsantrasyon bozukluğu ile birlikte tansiyonda düşüş meydana getiriyor. Özellikle yaz sıcaklarında yapılacak şok diyetler terlemenin de artmasıyla kalp çarpıntısı ve baygınlığa yol açabiliyor.
3. KONSANTRASYON BOZUKLUĞU
Alelacele kilo vermek amacıyla başlanan şok diyetler, baş dönmesi, halsizlik, bulantı, sinirlilik ve ellerde titreme gibi bulgularla hipoglisemi denilen kan şekerinde ani düşüşlere neden oluyor. Hipoglisemi, beynin çalışması için yeterli enerjinin sağlanamamasına neden olarak unutkanlık, dikkat dağınıklığı ve konsantrasyon bozukluğuna neden oluyor.
4.İNSÜLİN DİRENCİ
Düzensiz olarak şok diyet programları ile zayıflayan kişiler kalıcı beslenme alışkanlıkları kazanamadıkları için verdikleri kiloyu fazlası ile geri alıyor. Bu durum özellikle pankreasın normal çalışma düzenini bozup insülin hormonunda duyarlılığa neden oluyor. Metabolizmada insülin direnci gelişirse, bilin ki kilo vermeniz adeta bir sabır savaşına dönüşecek.
5.SAÇ DÖKÜLMESİ VE YORGUNLUK
Düşük kalorili veya tek bir besine dayalı dengesiz diyetler başta B6, B12, çinko, demir, magnezyum ve kalsiyum olmak üzere vitamin ve minerallerin eksik alınmasına neden oluyor. Kansızlık (anemi), saç dökülmesi, yorgunluk, bağışıklık sisteminde azalma sonucu çabuk hasta olma, osteoporoz ve sindirim sistemi gibi sağlık problemleri yaşam kalitenizi büyük ölçüde düşürebiliyor.
6. KİLO BİLE ALABİLİRSİNİZ
Günlük beslenme alışkanlıklarının kilo verme uğruna değiştirilmesi kişilerde yeme davranışlarının bozulmasına neden oluyor. Buna vücudun açlık nedeniyle metabolizma hızını azaltması da eklenince kilo vermeyi beklerken kilo alabiliyorsunuz. Bu nedenle kronik diyet yapanlardan değil, sağlıklı yaşayanlardan, sağlıklı beslenmeye bir ömür boyu önem verenlerden olmak gerekiyor.
7. DEPRESYON RİSKİ
Düşük karbonhidrat içeren diyetle zayıflamaya çalışan kişilerde “seratonin” denilen mutluluk hormonu üretimi azalıyor. Açlık, kan şekerinin ve tansiyonun düşmesi, yetersiz vitamin ve mineral alımının olmasıyla da bu durum kişilerin kaygı, stres, uykusuzluk ve depresyon eğilimini artırıyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Seven “Popüler olan sağlıksız zayıflama yöntemleri kısa vadede ilgi çekici gözükse de geri dönüşümü zor olan sağlık sorunlarına yol açabilir” diyor. Bu nedenle mevsimsel, popüler değil; bilimsel veriler ışığında oluşturulmuş kişiye özel beslenme programlarını alışkanlık edinip yaşam boyu sağlıkla formda kalmaya önem vermek gerekiyor.
Kaynak: hurriyet.com.tr