Doğurganlık Diyeti
Sağlıklı beslenmenin hastalıkları korumak, önlemek veya tedavi etmekteki önemi gün geçtikçe artmaktadır. Bu önemle birlikte hiç yediğiniz yiyeceklerin gebelik oluşumunu etkilediğini düşündünüz mü? Uzman Diyetisyen Hande Seven Avuk doğurganlığı arttıracak beslenme önerilerini şu şekilde anlatmaktadır:

Doğurganlık diyetine uygun beslenmek gebeliğe hazırlanmak için yapabileceğiniz en güçlü sağlık değişimlerinin başında gelmektedir. Yapılan pek çok araştırmaya göre diyetteki bazı değişiklikler doğurganlığı arttırıp, düşük risklerini azaltmakta ve sağlıklı bir gebelik sürecini desteklemektedir. Vücudumuzda üreme sistemi hücreleri üzerinde tüketilen yiyecekler hormonal işleyişi düzenleyerek doğurganlığı etkilemektedir. Yiyeceklerin içeriğindeki antioksidanlar, yumurta ve sperm hücrelerini vücuda zarar veren serbest radikallerden korumaktadır. Bazı kimyasal maddeler ya da besinler ise doğurganlığı azaltabilmektedir.

Doğurganlık için yediklerimiz kadar yemediklerimiz de önem taşımaktadır. Beslenme değişiklikleri yumurta ve sperm sağlığını 90 gün sonra etkilemekte olduğundan gebelik planlanıyorsa anne ve baba adaylarının en az 3 ay öncesinden bu beslenme önerileri doğrultusunda beslenmeye başlamalıdır.

Yapılan araştırmalara göre, daha az trans yağ ve şeker tüketimi olan; hayvansala oranla bitkisel protein, lif ve demirden zengin beslenen; az yağlı süt ürünlerine kıyasla daha fazla yağlı süt ürünleri tüketen bireylerde doğurganlığın arttığı belirlenmiştir. Bununla birlikte anne ve baba adayında obezite durumu varsa mutlaka sağlıklı bir şekilde zayıflamalıdır. Vücuttaki aşırı yağ hücresi, sperm ve yumurta kalitesini olumsuz etkileyen kontrol altına alınabilir önemli bir faktördür. Bununla birlikte düzenli egzersiz yapan bireylerde de doğurganlık artmaktadır.

Doğurganlık diyeti vücudun daha fazla yeni sağlıklı hücre üretmesini teşvik eder. Bu nedenle gebelik planlayan çiftlerin en az 3 ay önceden yaşam tarzlarını öneriler doğrultusunda değiştirilmesi faydalı olacaktır.

1. Mevsiminde sebze ve meyve tüketin: Mevsiminde tüketildiğinde sebze ve meyvelerin besin değerlerinin daha yüksektir. Ayrıca, vücuda zarar veren herbisit, pestisit gibi koruyucuların doğurganlığı azaltıcı etkilerinden dolayı organik, doğal beslenmekte yarar var.
 
2. Tam yağlı süt ve süt ürünlerini tüketin: Ot ile beslenen hayvanların çiğ ve tam yağlı sütlerini kullanın. Özellikle, kadınlarda polikistik over sendromu veya endometriozis gibi problemden kaynaklanan gebelik oluşmama problemlerinde bireyler süt ürünlerine hassas bir sindirim sistemine sahip ise tüketiminden kaçınmalıdır. Sindirim sisteminde gaz, ishal, ağrı gibi belirtiler yaşayan bireylerin badem sütü, Hindistan cevizi sütü gibi alternatifleri tercih edebilir.  Ayrıca, organik olmayan süt ürünleri hormon ve antibiyotik kalıntıları içerebilir ve bu durumda vücutta östrojen seviyesinin artışına bağlı olarak infertilite görülebilir.
 
3. Haftada 2-3 kez soğuk su balığı tüketin: Balık, vücut için gerekli olan omega 3 yağ asitlerinden en zengin kaynaktır. Omega-3 yağ asitleri hormon üretimi, inflamasyonun giderilmesi ve adet döngüsünün düzenlenmesine yardımcıdır.  Denizde dipte yaşayan mezgit, kefal, levrek, lüfer, barbunya, kalkan gibi balıkları civa ve midye, kalamar, karides gibi deniz ürünleri ağır metal ve toksik maddeler açısından riskli olduğu için bu süreçte uzak durulmalıdır. Denizlerde yüzeyde yaşayan hamsi, istavrit, uskumru, palamut gibi balıkları tercih edebilirsiniz.
 
4. Ot ile beslenen hayvanların etini tüketin: Fazla kırmızı et tüketimi içeriğindeki doymuş ve trans yağ asitlerinden dolayı bu süreçte tercih edilmemelidir. Ayrıca, kırmızı et ve tavuk gibi hayvan etlerini tüketirken hayvanlarda kullanılan hormon, antibiyotik kontrolü, yem kalitesi önemlidir. Bu nedenle organik, doğal ve üretimi kontrollü olan yerlerden temin ediniz.
 
5. Tam tahıllardan zengin beslenin: Tam tahıllı besinler lif, önemli vitaminler ve bağışıklık sistemi güçlendirici besin öğelerinden zengindir. Lif, vücuda alınan fazla hormonların vücuttan uzaklaştırılması ve kan şekeri dengesinin düzenlenmesinde en önemli yardımcılardandır. Rafine tahıllardan uzak durup lif içeriği yüksek olan tam tahıllı ekmekler, makarna, kinoa, karabuğday veya kepekli pirinç, kurubaklagil gibi tahılları tercih ediniz.
 
6. Soya içeren besinlerden uzak durunuz: Soya içeriğinde östrojeni taklit eden içerik bulunmaktadır. Soya sütü, kıyması, soya cipsi, tofu gibi soyalı besinlerden hormonal dengeyi sağlamak için uzak durunuz. Eğer hipotroidi dediğimiz troid beziniz az çalışıyor ise soyadan tamamen uzak durunuz.
 
7. Temiz su tüketin: Gün boyu en az 8-10 bardak arıtılmış temiz su tüketmeye dikkat edin. Ayrıca, suyunuzu plastik kaplarda tüketmekten kaçının. Çünkü plastik şişelerin içerisindeki bazı kimyasallar vücutta östrojeni taklit etmekte ve hormon dengesizliğine neden olmaktadır.
 
Doğurganlık diyeti, üreme sisteminin en iyi şekilde çalışmasını sağlayarak üremede görevli olan hormon, yumurta ve sperm sağlığı, sağlıklı bebek gelişimi, besin öğesi eksikliklerinin giderilmesi ve metabolik kontrolü sağlar. Ayrıca, bu diyet önerileri çocuğunuzun ve sizin gelecek yaşamdaki sağlığınıza odaklanmaktadır.
 
Uzman Diyetisyen Hande Seven Avuk
 

 

*Tüp Bebek (IVF) ve Gebelik Öncesi Beslenme Danışmanlığı için randevu almak veya ücretsiz ön görüşme yapmak için tıklayınız.

 

İletişim Bilgileri

Levent Mah. Ülgen Sok. No:23 Beşiktaş/İstanbul

info@handeseven.com
0534 960 27 78

© 2016 - Tüm Hakları Saklıdır

Üyelik Oluştur

Şifrenizimi Unuttunuz! Hemen aşağıdaki kutucuğa e-posta adresinizi yazarak yeni şifrenizi öğrenebilirsiniz

Şifremi Hatırlat

Üye Girişi